Tiny Star Rüzgar Yükseliyor Film Yorumu - BCP Nisan Ana içeriğe atla

İçeriği Paylaş!

Öne Çıkan Yayın

Leylaklar açmış gördün mü? I BCP Nisan

 Merhaba! Böyle bir başlık atarak başladığım yazıyı leylaklar solmaya yüz tutarken paylaştığım için üzgünüm :') Aslında bayram haftasında İstanbul'da ve Konya'da izleyip fotoğrafladığım bütün çiçekleri paylaşmak istemiştim. Ama birbirinden güzel çiçekler galerimi doldurduğu için kısıtlama yapamadım ve niyet ettim bu baharın bütün çiçeklerini paylaşmaya 💐🌸🏵🌹🌺🌻🌼🌷☘🌱🌳 Blogları Canlandırma Projesi'nin bu ayki teması " Bilimkurgu, Fantastik, Fantazi, Doğa ve Bahar"dı. Ben doğa-bahar üzerine bir şeydense baharın kendisinden söz etmeyi, daha doğrusu baharın kendisini izlemeyi seçtim :)  Telefon kameram profesyonel değil ama kalitesi ve rüzgar izin verdiği kadarıyla çektik bir şeyler :)  Fotoğraflara bakarken arkada şu şarkının çalmasını tavsiye ederim: Ezginin Günlüğü - Hişt Konya'da kaldırımlarda ve arsalarda gördüğüm mini mini gelincikler Konya Kyoto Japon Parkı'na giden yol. O yolun kaldırımına dökülen sakuralar Parkın ön duvarını örten bambular P

Rüzgar Yükseliyor Film Yorumu - BCP Nisan

Merhaba 💐

Uzuun bir aradan sonra nihayet geldim :') Blogları Canlandırma Projesi'nin Nisan ayı konusu belirli yönetmenler, yazarlar idi. Ben de Hayao Miyazaki reizle dahil oluyorum. ✨

Isim: Rüzgar Yükseliyor

Yönetmen: Hayao Miyazaki

Yıl: 2013

Yapım: Studio Ghibli 


Esas karakterimiz uçak yapmayı hayal eden çok iyi ve dahi bir mühendis.

Hikaye 2. Dünya Savaşı dolaylarında, Japonya'da geçiyor. Almanlarla müttefikler, karakter Almanya'ya gidiyor falan. Japonya çok fakir ve hiçbir şey iyi değil. Uçak yapımına yeni yeni başlamışlar, kendinden önce pek çok başarısızlık var, düşen parçalanan uçakları görüyor, çok üzülüyoruz. Karakterimiz umudunu hiç kaybetmeden sürekli hayal kuruyor ve çalışıyor. Gördüğüm en çalışkan karakter olabilir. Bana da motivasyon olmuştu, herkese örnek olabilecek bir karakter.

Hikayedeki romantizm gene çok tatlı. Ghibli filmlerinin genelinde böyledir romantizm, izlerken içiniz ısınır. Film genel olarak uçak yapmak isteyen bir çocuğun çalışması ve hayalini gerçekleştirmek peşinde koşması. Ama üçte biri kadarı çocuğun aşık olması ve aşk hayatı hakkında. Birbirine çok yakışan, çok şeker bir çift olmuşlar. Tabi tanışmaları veya aşklarının ilerlemeleri hep rüzgar sayesinde 🌬️🍃 💕

Miyazaki pasifist, savaş karşıtı bir adam. Filmlerinde de bunu görüyoruz tabi. Karakterimiz mühendis, uçak yapıyor ama uçak yolcu uçağı değil tabi, savaş uçağı. O dönem için savaşların en can alıcı parçasını yapıyorlar ama karakterin siyasetle alakası yok, savaş hakkında hiçbir yorumda bulunmuyor, ülkenin durumunun kötü olduğunu, savaştan memnun olmadığını anlıyoruz sadece. 

Hayalinde hayranı olduğu mühendisle konuşurken, onun yolcu uçağı yapma hayalini görüyoruz. Şaka maka şu an savaş teknolojisi sayesinde uçuyoruz, yoksa hangi devlet gelip de dur bı yolcu uçağı yapalım, diyecekti... En azından bu kadar erken olmayacaktı.

Sonda filmin Jiro Horikoshi ve Tatsuo Hori isimlerine adandığı yazısı çıkıyor. Kim olduklarina baktığımızda Tatsuo Hori'nin filmle aynı isimde bir kitabın yazarı olduğunu görüyoruz. Yani filmin yarısı bir kitaptan uyarlama. Esas kızımızın hikayesi kitapla birebir uyuşuyor ancak esas karakterimiz ve bu ikilinin ilk karşılaşmaları filmde farklı (ben özet okudum filmle karşılaştırmak için :'). Filmin diğer yarısı da Jiro Horikoshi ismini arattığımızda çıkıyor. Kendisi 2. Dünya Savaşı'nda Mitsubishi 06M Zero uçağını tasarlayan kişi. (Karakterimizin hayalini gerçekleştirdiği spoilerini verdik, hayırlı olsun XD) Kitapta esas oğlanın ismi hiç verilmiyor, kendisi bir yazar. Miyazaki kitaptaki karakteri, tarihteki bu mühendisle değiştirmiş, e zaten film karakteri olunca diğer karakterlerin onu çağıracağı bir ismi olması gerekiyordu; bambaşka ve çok da güzel bir kimlik kazandırmış kendisine. Ben çok sevdim bu karışımı. Meşhur bir uçak tasarımcısının hayatını bir kitap karakteriyle birleştirip harika bir film çıkarmış ortaya üstad. 

Ana fikir olarak, kitap Paul Valéry'nin Deniz Mezarlığı şiirinde geçen "Rüzgar Yükseliyor; yaşamaya çalışmalıyız." ("The wind has risen; we must try to live") sözleriyle başlıyor, filmin de başında bir sahnede karakterler bu söz ile karşılaşıyorlar birbirleriyle. Ve sonda da " Sen yaşamalısın." mesajı veriliyor. 

Bu bir şiir olunca çeviriler farklılık gösteriyor. 

Orijinali: Le vent se lève ! … Il faut tenter de vivre!” 

Rüzgar yükseliyor… yaşama tutunmak gerek!

Rüzgâr uyandı... Artık yaşama zamanıdır! (Sabri Esat Siyavuşgil)

Rüzgar çıkıyor!.. Yaşamaya dadanmak gerekir! (Cemal Süreya) 

Filmden alıntılar olarak attığım storyleri ekleyeceğim (ama anime izleme uygulamam İngilizce olduğu için çevirisini altına yazacağım:')

(Güzelsin) bu ünlü bir replik Ghibli filmlerindeki erkekler sevdiği kıza söylüyor. Bknz: 



(Sanatçılar sadece on yıl yaratıcıdır.Biz mühendisler de farksız değiliz. Bu on yılını dolu dolu yaşa.) 

Burası spoiler olacak o yüzden okumayın izleyecekseniz: 
- Şapkamı tuttuğun günden beri seni seviyorum.
+ Rüzgar seni bana getirdiğinden beri seni seviyorum. 
- Lütfen evlen benimle. 


Bilgisayar bozuk, telefondan yazıyorum diye kısa tutmayı başardım :D Okuduğunuz için teşekkürler 💮

Yorumlar

  1. Güzel, hoş bir tanıtım olmuş. Güzelsin'den başka iltifat bilmiyorlar galiba. 😅 Bunu izlememiştim, yönetmenin fantastik eserleri daha ilgimi çekiyor. Bloğu çok ihmal ediyorsun. 😑

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Miyazaki bana ne verse kabulüm (çok üzülerek ifade etmeliyim ki Prenses Mononoke hariç 🤧 onu bı daha izleyip kendime zorla sevdirmeyi düşünüyorum, belki yanlış zamanda izledim :D) en sevdiğim Ruhların Kaçışı, sonra Yürüyen Şato ve bu arkadaş 3. Sırada kendine yer edindi 💟 Blog... İhmal.... Üzgünüm 🤧🤧🤧 döneceğim inşallah yakında 🥺 Teşekkürler 💮💮💮

      Sil
  2. Filmi izlemedim. Ancak savaş karşıtı her şeyi seviyorum. Barış ve geleceğe yönelik güzel hayaller savaşa yenik düşmemeli. Ama ne yazık, çocuklara savaş teknklerini düşündüren öyle çok oyun ve diziler var ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef öyle. Çok haklısınız, katılıyorum. Ebeveynlere hiçbir dönemde olmadığı kadar iş düşüyor.
      Yönetmenin başka bir filminde bir replik vardı, çok severim: "- Savaş gemileri şehirleri yıkmaya gidiyor. + Düşmanı mı bizi mi? - Ne fark eder ki..." (Yürüyen Şato) 💙 Teşekkür ederim.💮

      Sil
  3. Miyazaki konusunda yetersiz olduğumu hissediyorum. Bir ara oturup sırayla izlemem gerek. Güzel bir yazı olmuş, eline sağlık.
    Bu arada yazı başlığında BCP olduğunu belirtirsen gözden kaçmamış olur. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemen düzelttim başlığı 🙈 ben henüz bütün filmleri izlemedim ama fikir olması açısından Miyazaki film sıralamam şu şekilde:
      1. Ruhların Kaçışı
      2. Yürüyen Şato
      3. Rüzgar Yükseliyor
      4. Ponyo
      5. Yüreğin Sesi
      6. Prenses Mononoke (bu, başkaları için daha yüksek olabilir)
      Teşekkür ederim 💮

      Sil
  4. Ne guzel tanitim yazisi olmus, ellerine sağlık. Ben de bu yonetmeni hic seyretmedim ama tabiki duydum sanirim bu tarz anime tarzina pek alisamadim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben çocukken anime bilmezken de normal animasyonda çok bunu severdim. Bu yönetmenin iki filmini izlemiştim de aklımda kalan nadir yapımlardan olmuşlardı. O yüzden tam benlik ama anime tarzını sevmiyorsanız yapacak bir şey yok 🤧 Yönetmenin, Yürüyen Şato filmi, aynı isimde bir kitaptan uyarlama ve Türkçe'ye yeniden kazandırıldı bu eser. Belki onu okuyabilirsiniz genel bir fikir edinmek için ama bir şans vermenizi tavsiye ederim Yürüyen Şato'ya veya Ruhların Kaçış'na. Teşekkür ederim 💞

      Sil
  5. Yaaaaa minnoş minnoş son ana kadar okuyup sondaki not ile gümledim resmen.
    (Kendi Miyazaki yazısında fazla konuşma fazla yazma diye kendini uyara uyara 3 cümle kelam edemeden tanıtımı sonlandıran blogger)

    Bu fili hiç izlememiş gibi yeniden izlemeyelim mi? Bence izleyelim.
    Miyazaki günlerimiz kutlu olsun Ellerine sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O yazı ne kadar uzun olsa da okurdum yüzümde hayran bir gülümseme ile 🥺💝💝💝 benim de minimum konuşmam bu kadar oluyor 😂 bu kadar da geveze olunmaz ki canım XD (yazdığı fanfiction yüksek lisans tezinden daha uzun olan blogger)
      Evet evet evet 💍 yeniden izleyelim! Çok az şeyi tekrardan izlemişimdir ama Yürüyen Şato ve Ruhların Kaçışı tekrar tekrar izlesem de gene izlemek istediğim filmler. Sırada Mononokeyi yeniden izleme planım var 🌞🌞🌞

      Sil
  6. eveet totorodan sonra en sevdiklerimdeen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Totoro'yu hala izleyemedim :'( Tez zamanda inşallah <3

      Sil
  7. Blogunuz çok güzel.. Sizi kendi sayfama da beklerim https://lensgo.com.tr/ :) İyi günler dilerimm..

    YanıtlaSil
  8. temizlik mi daptın blogunda teeeen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır. Bi' şeyler mi silinmiş abooo 😱😅

      Sil
    2. ay yok yok blogda ilk yazın buymuş gibi gözüküyor da ya dedim 2022 21 yazıları nerde neyse ki arşive girince çıktı ondan :)

      Sil
    3. Ah iyi bari sevindim. Teşekkür ederim 🙈💝

      Sil
  9. Miyazaki Büyük bir sanatçı bunuda en güzel şekilde eserlerine yansıtmış tarzı ve fikirleri beni hep büyülemiştir keşke bu hayatta en az bir kere oturup konuşabilseydim,ilk izlediğim filimi rüzgar yükseliyor du ve bir an bu filimin çok yönlü olduğnu farketim kendiyle celişen bir uçak mühendisi malesef ki gerçeklerle yüzleşmek onu çok yordu miyazakinin kendinde yani daha doğrusu hayatından bir kare paylaştığı en önemli filmlerinden bir tanesi en sevdiğim sahne rüyada olan sahneydi bir an kendimi kahramanla hayal etim o kadar güzel bir tarz ve ses adeta o boyuta geçiyorsun çok büyüleyici. resme karşı zağfım ve yeteneğim olduğu içinmi bilemiycem ama her bir sahnesi beni çok farklı etkiliyor daha sonra ruhların kaçışı filmini izlemştim ve tamamen hayran kalmıştım miyazakiye 🙂 eserleri citen ölümsüz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Miyazaki hayranlığınızı paylaşıyorum. Keşke konuşabilseniz onunla. Hala yaşıyor yani az da olsa şansınız 0 değil 🌚🌝
      Pasifist biri olduğundan düşüncelerini okuyabildim filmde ancak kendi hikâyesini yansıttığı sahneler olduğunu gaark etmemiştim. Bu açıdan bir daha bakayım bu filme. Benim izlediğim ilk Miyazaki filmleri Ponyo ve Kalbin Sesi? (Whisper of the Heart) idi. Ben çocukken TRT yayınlamıştı ve çocukken aklımda kalan nadir filmlerden. Daha o yaşta büyülenmiştim.
      Sonradan yetiskinligimde Ruhların Kaçışı ile başladım külliyata hehe.
      Benim en sevdiklerim Ruhların Kaçışı ile Howl. Sonra Rüzgar Yükseliyor.

      Sil

Yorum Gönder

Ee okudun o kadar, sen ne diyosun :)

Emojiyle tepki ver!

Popüler Yayınlar