Tiny Star Agota Kristof - Büyük Defter Kitap Tanıtımı ve Yorumu I BCP Ana içeriğe atla

İçeriği Paylaş!

Öne Çıkan Yayın

Jujutsu Kaisen: İtadori neden Sukuna için mükemmel bir taşıyıcı ve rakipti?

  Jujutsu Kaisen: İtadori neden Sukuna için mükemmel bir taşıyıcı ve rakipti? Merhaba, Bugün burada aslında Duygu'nun Mekanı 'ndaki karakter tahlillerinden yapmak istemiştim ama beceremedim :D Zaten bunu biliyordum ama yapacak bir şey yok elimizden geldiği kadar diyeceğiz ama beceremeyişimin sebebi çok uzun olması 2 karakteri birden yapmak istedim ve o da sanırım 3 sayfalık yazı oldu. Ama zaten izlemeyenler için her şey anlamsız olacaktır. Gene de kimmiş bunlar nasıl bir ilişkileri var ki tahlil ediyorum kısaca yazayım: Sukuna dediğimiz kişi 1.000 yıl öncesinin Lanetlerin Kralı diye anılan çok çok güçlü ve zalim bir lanet. Önceleri insanmış sonradan lanete dönüşmüş ve bütün sahirler falan toplanmışlar da zar zor bunu yenmişler. Ama yenmeleri de onu yok etmemiş 4 tane kolu var bunun, bütün parmaklarına ruhunu dağıtmış ve dinlenmeye çekilmiş. 20 parmak var ve yok edilemiyorlar anca işte kilit altında tutacaksın ama ne kadar tutarsın yani. 1.000 yıl sonra bizim esas karakter

Agota Kristof - Büyük Defter Kitap Tanıtımı ve Yorumu I BCP

 

Yazar: Agota Kristof 
Tür: Dram, Psikolojik
Sayfa:372
Ülke: Macaristan
Tarih: 1986, Fransızca
Puanım: 10/10
Arka kapak yazısı: 

Agota Kristof’tan savaş, yıkım, göçmenlik, kimlik, insanlık ve yazmak üzerine tüyler ürpertici bir üçleme…
Zamanın ve adın olmadığı bir coğrafyada, savaşın, felaketin, yoksulluğun ortasında anneannelerine emanet edilmiş küçük ikizler, bir yandan hayatı anlamaya çalışırken bir yandan da ne pahasına olursa olsun hayata sıkı sıkı tutunmaya çalışırlar. Gün gelir ikizlerin yolu ayrı düşer. Bir daha görüşebilecekler midir? Belki de, sınırları aşmak, sadece mekânları ve kişileri değil, kimlikleri ve hatta geçmişi bile değiştirebilir...

Roman otuzdan fazla dile çevrilmiş ve 2013'te ödüllü bir sinema filmine uyarlanmış. 

(Ve evet, meşhur polisiye yazarı Agatha Christie değil :)

Bu ayki BCP teması yalnızlık, dostluk, kardeşlik, sevgi idi. Bunların çağrıştırdığı anlamların tam tersi nasıl olur onu gösteriyor kitap. Hikaye boyunca tek güzel şey olmuyor desem yalan söylemiş olmam. Bu Macar edebiyatından ne okusam çökertiyor (iki kitap okudu :D daha da okumaz.)  Ama hiç bu kadar acımaz bir kitap okumamıştım.

Bu bir üçleme. Kitabın kardeşlikle başladığını söyleyerek en azından onu tutturduğumu (?) söyleyeyim :)  Büyük Defter savaş yıllarında tuhaf bir kadın olan anneannelerinin evinde hayatta kalmaya çalışan ikizlerin hikayesini anlatıyor. Sonraki romanlarda aynı hikaye farklı perspektiflerden ele alınıyor. Farklı bir perspektif olduğu için ikinci kitapta ipin ucunu kaçırıyoruz ve anlamak için epey bir odaklanmamız gerekiyor. Nihayet son kitapta cevapları topluyoruz. Çok farklı şeylere evrilmesine rağmen açık uçlu bir son yok. Kitabı kapattığınızda her şey açığa kavuşmuş oluyor. 

Uyarı olarak bedenlerin parçalanışı gibi savaş yıkım sahneleri ve hemen her türlü cinsellik pratiklerinin yer aldığını belirtmem gerekir sanıyorum. 

Alıntılar:

"Evet. En hüzünlü kitaplardan bile daha hüzünlü hayatlar vardır.

Evet, öyle. Bir kitap ne kadar hüzünlü olursa olsun bir hayat kadar hüzünlü olamaz"

"Ölüler hiçbir yerde ve her yerdedir."

"Yakışıklısınız. Hüzünlüsünüz de. Kadınlar hüzünlü erkekleri sever."

"İnsanları bize hakaret etmeye zorluyoruz, sonunda kayıtsız kalabildiğimizi fark ediyoruz. Ama eskiden kalma sözcükler de var. Annemiz bize, "Canlarım. Aşklarım. Mutluluğum. Tapılacak bebeklerim" derdi. Bu sözcükleri hatırlayınca gözlerimiz doluyor. Bu sözcükleri unutmalıyız, çünkü artık kimse bize böyle şeyler söylemiyor, bu sözcüklerin anısı da taşınamayacak kadar ağır. Böylece alıştırmaya başka bir yönden başlıyoruz. Şöyle diyoruz: "Canlarım. Aşklarım. Sizi seviyorum... Sizi hiç terk etmeyeceğim. Yalnızca sizi seveceğim... Her zaman... Sizler benim için hayatsınız..." Tekrarlamaktan sözcükler anlamlarını yitiriyor, içerdikleri acı da dinmeye başlıyor."

(İstiyorsanız* olacaktı.  Kitabı bitirdikten sonraki paylaşımım)



Yorumlar

  1. On üzerinden 10 verilmiş bir kitabı okumak istiyor kişi tabii. Kitabın otuz dile çevrilmiş olması, uyarlandığı sinema filminin ödül almış olması da merak uyandırıyor.
    Güzel, alıntılarla detaylı bir tanıtımdı.
    Hayatın içinde yaşarken o hüznü, acıyı hissetmek kitapların bıraktığı etkiden çok farklı olabilir gerçekten. O yüzden yazınızın sonundaki bitiş cümlesi doğru da sayılabilir.
    Canı yanmamış insan, başkasının acısıyla kolay kolay empati kuramaz ki...
    Esen kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız. Teşekkür ederim, siz de esen kalın.
      Kitabın hak ettiği ilgiyi görmesi güzel.

      Sil
  2. Mükemmel bir kitap gibi görünüyor ve ciddili çökertiyorsa okumam gerek (Stefan Zweig sayesinde çökecek bi psikolojim kalmadı 🙁)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim okuduğum en acımasız kitaptı.
      Zweig'tan üç kitap okudum: Satranç, Olağanüstü bir Gece ve Üç Büyük Usta. Sonuncu biyografi, satranç'ta üzüldüm ama diğerinde pek duygulanmadım. Psikoloji bozanlardan korunmuşum belki de 😅

      Sil
  3. Ağır bir kitap olmalı. Merak ettiysem de içinde cinsellik, sapkınlık vs. geçen kitapları sevmiyorum. Okumasam daha iyi olacak. Tanıtım için teşekkürler, emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın, ağır bir kitap, sevilmeyecek çok sahne var. Daha göz gönül açacak kitaplar okumak iyi bir tercih olabilir.

      Sil
  4. Bu kitabı da bu yazarın anlatımını da merak ediyorum. Ne zamana okurum meçhul tabii...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim hoşuma gitti.
      Keyifli okumalar dilerim o meçhul zamanda okurken sen 💐✨

      Sil
  5. okuycam tabii. filmi de izliycem. sanırım macarlar yani savaş nedeniyle çekilen acılardan dolayı edebiyat sinema müzikte çok iyiler. ruslar gibi. teşekkürleer :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keyifli okumalar. Filmi ben de izliycem, izlemedim daha. Hmmm haklısın, herkes çekti savaşı diycem de ne biliim bazıları daha fena görüp yazıyor demek ki. Japonlar da bu biçim. Okuyasim gelmiyor bu kadar acıyı 🤧 ama okuyoruz hehe~

      Sil
  6. kitap aşırı merak uyandırıcı bende küçükken hep ananemle yaşadığım için bir yakınlık hissetmedim değil ama bu kitapta farklı bir çok olayın olduğu belli travmatik bir kitap ve hayat cinselliğe gelince de hayatın içinde olan bir şey sonuçta.. umarım tabi kitaba pedofilliiği yada uyarıcılığa yer verilmemiştir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay aman yakınlık hissetmeyin ☠ buradaki anneanne de tuhaf bir kadın :D
      Cinsellik hayatımızda olduğu kadarıyla kitapta olsa sorun olmaz, hadi serseri bir karakter diyelim anlarız ama buradaki yoğunluk değil, tür: sadece pedofili değil hayvanı, ensesti, eşcinseli, nikahsızı vs her türlü zina var ☠☠

      Sil
  7. Benim de merak ettiğim bir kitap :)
    Selamlar,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keyifli okumalar dilerim o halde şimdiden ✨
      Teşekkürler.

      Sil
  8. Eğlenceli tanıtım olmuş :) Agatha Christie kitapları çok severim, kitabın adını okuyunca benim de aklıma Agatha Christie geldi hemen benzerlikten :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En acımasız kitabın yorumunu yaparken bile eğlendirmişsem ne mutlu bana 🤡😂
      Ben de direkt Christie sandım duyunca, hatta öyle not aldım okumak için ama diilmiş :)
      Teşekkürler 💮

      Sil
    2. Kitabın içeriğinden çok aralardaki komik yorumlarınızı eğlenceli buldum demek istemiştim. :) Zor bir kitap gibi duruyor.

      Sil
    3. Anlıyorum, teşekkür ederim 🙈💮🥳 genel olarak komikli konuşuyorum hep hehe.
      İyi günler 🌞

      Sil
  9. Çok fazla travma barındırıyor gibi kitap. :) Merak da ettim ama cesaret edebilir miyim emin değilim. :)

    YanıtlaSil
  10. Kitap yazıları gibisi var mı :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Ee okudun o kadar, sen ne diyosun :)

Emojiyle tepki ver!

Popüler Yayınlar