BLEACH ANİME YORUMU

Merhaba, 

Lise sonda (2016) iki anime izleyip türü sevmiş, karantinada otaku olmasına ramak kalmış, şimdilerde keyifle izleyebildiği tek şey anime olan biri olarak animenin büyüklerinden Bleach'i nihayet izledim! Naruto bir sonraki yazıda ama diğer büyük One Piece ve büyük büyük Dragon Ball'ı izlemem çünkü karakter tasarımları hoşuma gitmedi ve hikayeleri de sarmadı. 

İsim: Bleach

Mangaka: Tite Kubo 

Tür: Shounen, Fantastik, Aksiyon

Yıl: 2004 - 2023 +

Bölüm Sayısı: 366 + 13 + 13 + 13 = 405

Puanım: 9

Özet: Sıradan bir liseli çocuk İchigo (turuncu saçlı), çok da sıradan değildir çünkü hayaletleri görüyordur. Sonra ölüm meleklerini de görmeye hatta onlara dokunabilmeye de başlar ve bir şekilde geçici olarak ölüm meleği görevini devralır. Ölmüş ama ahrete göçememiş bu yüzden hollow adlı canavarların yemi olarak tehlikede olan ruhları güvenle ahrete göndermek için hollowlarla savaşır. Sonra ruhlar alemine de gidip gelmeye başlar ve en heyecanlı kısımlar da orada gerçekleşir. 

Ha, neden Bleach yani çamaşır suyu? Çünkü İçigo'nun saç çamaşır suyuyla ağartılmış gibi turuncu, oradan :'D

Güçlü ve havalı ve yakışıklı ölüm meleklerinin etrafında dönen olaylar heyecanıyla başlayıp hayalet görüyor olsa da sıradan bir liselinin hikayesini izleyince şaşırmış, sıkılmış ve hayallerimi suya düşürmüştüm. Üstelik tee 2004'ün animesi (Ölüm Defteri 2006 ama bu kadar fena değil bak bunlar çağ dışı gibi geliyor) neyse, ya da uzuuun seriler olduklarından ve son bölümleri 2020leri aştığından mıdır nedir ilk bölümlerin kalitesi hoş değildi, zaten HD bulmak da çok zor oluyor. Japonlar yapımlarını doğru düzgün yaymıyor dünyaya, hep bir elde tutmalar, saklamalar neyse. 

Hikayedeki en ilginç kısım, bi bakıyoruz ahrette de ruhlar tıpkı dünyadaki gibi bir düzen kurmuş iktidar, görevler, savaşlar, sınıflar, yoksulluk falan var; cennet cehennem hak getire. Ölüm melekleri melek değil, dünyadaki gibi hataya muktedir insan kişilikleri var. Emaaan zaten tanrısı bile olmayan Japonlar kurmuş nasıl bir şey bekliyosam ben de :D Çok tuhaftı ya, o kadar didin dur dünya sınavını geç, hooop ahrette de ekmek parası peşine düş, yazık ya. Elhamdülillah Allah var :) 

Animeyi niye izledim?  4 ana sebep var. Aynı zamanda izledikten sonra da değişmeyen favori karakterlerim de diyebilirim. Ve şöyle bir şey var, Kubo çok güzel/yakışıklı çiziyor. Başka hiçbir shounende bu kadar güzel yakışıklı çizilen karakter bir arada bulunmaz bence.  İzleyecekler okumasın sonrasını ama, çünkü spoiler kaynıyor. 

1. Aizen Sousuke

İşte spoiler burası olacak çünkü başta vasat biri imajı veriyor karakter. Sonraları anlıyoruz ki 366 bölüm boyunca esas kötü buymuş, esas karakterin bütün hayatını o kurgulamış falan aboooo. Çok zeki manipülatif karakter severim. Çok severim. Aizen anime tarihinde enlere oynayan bir isim. Zaten bu tür videolarda sık sık karşıma çıkınca, çevirdiği dolaplar ve gücü ile çok havalı durunca, eh tabi bir de diğer hepsi gibi yakışıklı olunca izlemeden edemezdim. 

2. Urahara Kisuke

Bu da hikayede Aizen'e rakip olabilecek zekadaki tek kişi. İyi zekisi diyelim. Aizen'in vakur tavırlarının tam tersine deli dolu hareketleri olan bir isim. Yani güçlü, zeki ama deli maskesi takmış biri. Onu izlemeyi daha çok isterdim ama emekliye ayrılmış, birkaç kritik anda beliren biri olarak kaldı, şapkasız çok da güzel olmayan saç şekli falan hiç değişmedi max, şapkasını çıkarınca gözlerini gördük, o kadar puu. O yüzden izledikten sonra öncesine göre bendeki havası sönmüş olabilir. 

3. Ryuken Ishida

Sırf yakışıklı diye sevecektim ama aynı zamanda doktor, güçlü, soğuk ama kendi çapında ilgili bir baba. Karizması yüksek yani, ama animede çok az gördük maalesef o yüzden üzücü. 

4. Jugram Haschwalth

İtiraf edeyim, sırf yakışıklı diye sevdim :D Benim animedeki ideal tipim bu ve benzeri adamlar oluyor zaten. Zeka, güç ve gri kişiliği az buçuk uzun saçla da harmanladınız mı I'm in!!!! çünkü. Eleman son 40 bölümde anca geldi, beklentimi karşıladı. 

İzledikten sonra sevdiğim karakterleri de şöyle söyleyeyim:

En favorilerim / Sevdiklerim / Mansiyon

[Başrolü eklemeyi unutmuşum, orta kısmında o da]

Olay olarak en sevdiğim kısım bir kötü karakterin başrolün bütün aile ve arkadaşlarının anılarını değiştirip onların hatıralarında başrolün yerini alması oldu. Kimse tamamen unutmadı İçigo'yu, ama onunla olan bütün değerli anılar kötü karakterle olmuş şekle döndü ve İçigo eve bi geldi, korumayı istediği bütün değerli kişiler düşmanına bağlanmış ve tepki verince de İçigo'yu yargılayıp düşmanı korudular hatta İçigo'yla savaştılar. İçigo'nun çok güçlü bir kişiliği vardı, bütün bu 400 bölüm boyuca kendini kaybedip güçsüzlüğüne ağladığı tek sahne burası oldu, ve fena koydu. Güzel hikaye. 

Aa son olarak, müzikleri. Buna değinmesem olmaz çünkü çok güzel şarkıları vardı. Treachery ve Invasion favorim. Clavar La Espada reels ve shorts videolarda sıkça duyulan bir şarkı.

Hadi bana müsaade 🥳