Tiny Star Dazai Osamu - 3 Kitap - 1 Film - 1 Anime Ana içeriğe atla

İçeriği Paylaş!

Öne Çıkan Yayın

Yeni Açılan Bir Sayfanın Getirdiği Yoğunluklar

 Merhaba! Blogları ziyaret edemediğim için günah çıkarmaya geldim :)  Zaten oldum olası aktif değildim. Blogları Canlandırma Projesi sağolsun bir iki ayda bir yayın yapıyorum öyle de bir enerji :D İki ay önce bir işe başladım, başka bir şehre taşındım ve neredeyse tek başıma yaşamaya başladım. Ailecek çalıştığımız tekstil atölyemiz dışındaki ilk iş tecrübem olduğu için epey dikkatimi vermem gerekiyor, sanırım. Ait olmadığım bir yer neticede (Akademi) Ama alışmak çok kolay oldu ve buradaki yoklamalardan kalmamın nedeni burada yatmıyor. Sorun şu ki yüksek lisans tezimi şu haftalarda -hadi zorlayalım aylarda- vermem gerekiyor. Ve sanırım uyumamam lazım ☠ Help-  Tezi bitimek gerektiğinden tez dışında okumalar yapmak vicdanı zorluyor. Ve tabi gerginlik ve stresi bomboş dursam bile üzerimde duruyor. O yüzden kimi BCP temalarını kaçırmayayım diye kendimi zorlamak dışında bir aktivite yaptığım yok.  Demek o ki tez bitince bütün yazılarınıza bakacağım inşallah 🙃 Şimdilik yokluğumu mazur görmen

Dazai Osamu - 3 Kitap - 1 Film - 1 Anime

 

Konnichiwa!

Bugün meşhur Japon yazar Dazai Osamu’nun doğum günü (19 Haziran 1909 – 13 Haziran 1948). Ayrıca, çifte intiharı sebebiyle ölümünün altı gün ardından cesedinin bulunuşunun yıl dönümü. Yaşasaydı o tarihte 39 yaşına girecekti. Bu vesileyle cesedinin bulunuşunun yıl dönümünü tebrik ederim! Zira kendisi, utanç dolu hayatına başladığı bu kara günün kutlandığını görse iğrenirdi :D Gene de bugünün sosyal medya paylaşımlarını görmesini isterdim :D

Bu sıralar kitap dinleme hazzını yeniden duymaya başladım. Bir tekstil işçisi olarak geçiyor günlerim ve günde 12 saat kitap dinliyorum.  Bugün de yazarın doğum günü vesileyle 3 kitabını dinledim: İnsanlığımı Yitirirken, Öğrenci Kız, Batan Güneş

Ben de Dazai da Dostoyevski ve Akutagawa’ya hayranız bunlardan etkilendiği için üslubunu sevdim. Gene de kasvetli olduğu için ilk kitabı, pek olaysız olduğu için de son kitabı yarım bırakmıştım 😊

INSANLIĞIMI YİTİRİRKEN (No Longer Human) – 1948 – 100 sayfa

(İthaki Yayınları çevirisinde Mark Gibeau tarafından yazılmış şahane bir sonsöz var, çok daha ayrıntılı bir değerlendirme kaleme almış, okunabilir.)

Öncelikle belirteyim ki Dazai’ın neredeyse bütün kitapları yarı otobiyografik. Yani herhangi bir eserini okurken ne kadarı gerek ne kadarı kurgu çözemiyoruz ama özellikle intiharından önce tamamladığı son eser olan bu kitap, yazarın biyografisiyle büyük paralellikler içeriyor. Ayrıca yazarın en popüler kitabı bu.

Kitabın konusuna gelecek olursak kahramanımız topluma oldukça yabancı biri. Ne herkes gibi hissedebiliyor ne de herkesin ne hissettiğini anlayabiliyor ancak toplumdan çok korkuyor ve bu hisler kendini bildi bileli var. Henüz çocukken bu gerilimi azaltmak için şaklabancılık oynamaya karar veriyor ve böyle bir profilden beklenen çekimser, sessiz bir tiptense dışa dönük, oldukça enerjik ve komik bir sahte kişilik geliştiriyor. Büyüdüğünde komünist bir örgüt, içki, kadınlar gibi başka kaçış yolları keşfediyor ve tam anlamıyla serserinin birine dönüşüyor, birkaç defa intihara kalkışıyor, varını yoğunu içkiye veriyor falan. Zaten sözlerine “Utanç dolu bir hayat yaşadım.” Diyerek başlıyor. Bizler, gelişmeler karşısında dışarıya dökemediği veya hiçbir şekilde karşı koyamadığı hislerini ayrıntılı bir şekilde okuyoruz. Bu anlamıyla epey psikolojik bir kitap.

7/10

ÖĞRENCİ KIZ (Schoolgirl) 1939 – 50 sayfa

Burada esas karakterimiz bir genç kız. Bu kısa hikayede geçen zaman da kısa: yalnızca bir gün, gece bile dahil değil. Öğrenci kızımız sabah uyanıyor, okula gidiyor ev işlerine bakıyor ve kitabın sonunda da bizlere iyi geceler dileyip uyuyor. İnsanlığımı Yitirirken’den 9 sene önce yazılmış olan bu kitap gene yarı otobiyografik olduğundan kahramanlarımız birbirine çok benziyor. Hatta yukarıdaki karakterin kadın hali, ama (muhtemelen kadınlıktan sebep) daha uysal ve az biraz daha neşeli diyebiliriz.  Bu kitap üzerine konuşurken arkadaşım Dazai’ın kadınları çok iyi gözlemlediğini söyledi. Yukarıdaki kitapta da onun kadınlarla çok daha iyi anlaştığını görebiliriz, bu birikimini çok iyi yansıtmış burada.

7/10

BATAN GÜNEŞ (The Setting Sun) - 1947 - 100 sayfa

Bu iki kitabı okuduktan sonra, karşılaştırma yapabilmek için pek yavaş ilerlediği ve olaysız olduğu için yarım bıraktığım bu kitaba dönmek istedim. İyi ki dönmüşüm zira tam olaylar başlayacakken bırakmışım :D Ama öyle büyük olaylar yok. Birazdan anlatacağım filmden öğrendiğim kadarıyla Dazai insanları anlamadığı için metreslerinden birinin günlüğünü okumuş ve ona dayanarak bu kitabı yazmıştı. Bugün görmek istediğim şey yukarıdaki ilk kitapta Dazai’ı, ikincide Dazai’ın genç kız halini gördükten sonra burada söz konusu günlüklere dayanan farklı bir kahramanın varlığıydı ve gerçekten de vardı. Bu kadın normal bir kadını tepkilerini verebiliyor, hissedebiliyor, olması gereken yerde ağlayabiliyordu. Filmde gördüğüm ve hiç de hoşuma gitmeyen metresin acıklı bir hayat hikayesi olacağını beklememiştim. Ama İkinci Dünya Savaşı sırası ve sonrasında konumunu ve parasını kaybetmiş bir asil kadının hayatı neticede. Eh, başka bir insanı anlatıyor olsa da neticede bu kadın Dazai’ın çocuğunu doğuran biri olduğundan sebep Dazai yan karakter de olsa hikâyeye dahil oluyordu ve bu vesileyle bu roman hem metres hanım hem de Dazai içi otobiyografik unsurlar içeriyordu.

5/10

 * * *

Sonuç olarak, Dazai, gerçek ismi ile Şuci Tsujima (Dazai Osamu ismi bile yarı otobiyografikti) insanları anlamak için çok çaba harcadı ama gördüğüm kadarıyla insanların onu anlamasını hiç talep etmedi. Zaten İnsanlığımı Yitirirken’de nadiren dürüst olduğu zamanlarda da insanlar ona inanmıyordu. Ancak hayatı boyunca yarı otobiyografik romanlar yazarak kendini insanlara anlatmaya çalıştı.  


NO LONGER HUMAN (2019) IMDb: 5.9

Öncelikle belirtmeliyim ki bu kitabı Dazai kimdir bilmeden izledim. Çünkü bence Japonya’nın en iyi oyuncusu olan Shun Oguri Dazai’ı canlandırıyordu ve saç sekli de çok hoştu :D Ama filmi izlediğimde beğendiğim yalnızca iki şey vardı: 1. Shun Oguri 2. İnsanlığımı Yitirirken’i yazarkenki sahne ve müziği.

Dazai yüzünden çok sevdiğim aktörün müstehcen sahnelerini görünce nasıl yıkıldığımı anlatamam. Filmi bitirdiğimde Dazai’dan nefret ettim. Ah bi elime geçirsem neler edecektim ona :D Yıllar sonra bu karakterin ünlü yazar Dazai olduğunu öğrendim :D Bu açıdan bakınca film çok iyi.

Bi sahne var mesela, bu bi barda içiyo gene. Hamile bi kadın geliyor bara onu görmeye. Zavallı editörü kim olduğunu sorunca Batan Güneş diyo :D Filmde üç kadın görüyoruz: Karısı, Batan Güneş hanım ve birlikte intihar ettiği bir başka metresi. Yazarlardan Ango Sakaguçi rolünde Tatsuya Fujiwara var.

6/10

BUNGOU STRAY DOGS – Anime +4 Sezon

Şimdi, gelelim sebebi ziyaretimize! Bi on sene kadar önce Japonya’da bir yazar demiş ki “Hadi yazarlarımızı süper yakışıklı anime karakterlerine çevirip onlara üstün güçler verelim!”. Sonra da bu manga-animeyi yazmaya başlamış. Bugün oldukça popüler bir anime. Ben de birkaç defa karakter olan yazarlar hakkında yazmıştım, bilirisiniz. İşte o animede en popüler karakter Dazai. Ben de oradan tanımıştım. Bu anime sayesinde yazarlar da dünya genelinde daha popüler hale geldi. Bugün İnsanlığımı Yitirirken tee Amerika’da bestseller ise bence bunun yüzünden.

Kendimden örnek vereyim, bu anime sayesinde okuduğum yazarlar: Gogol, Dostoyevski, Akutagawa, Dazai. Daha da okuyacağım 😊

Konuyu dağıtmayalım, bitirmek üzereyiz. Bu animedeki Dazai oldukça eğlenceli, çok komik bir karakter. Eğlenceli ve yakışıklı diye izlemeye başlıyorsunuz ve sonra onun depresif kişiliğiyle karşılaşıyorsunuz. Karakterin tek hayali güzel bir kadınla çifte intihar gerçekleştirmek. Gördüğü kadınlara yürürken birlikte romantik bir intihar etsek nasıl olur tarzı teklifler sunuyor :D Ama tabi bu şaklaban kişiliğin gerçek kişilik olmadığını biliyoruz. Üstün yeteneği İnsanlığımı Yitirirken (yetenek isimleri eserlerinden geliyor) ve aktif olan bir yeteneği dokunuşuyla öldürüyor. Ya burda da mı ölüm be yeter be Dazai!

Ayrıca animede Dazai'ın zekasina eşdeğer rakip olarak Dostoyevski kurgulanmış. Akutagawa'yla ilişkisi ise tam tersi. Gerçek hayatta Dazai, Japonya'daki meşhur Akutagawa edebiyat ödülünü ona vermeleri için yalvaran biriyken animede Akutagawa'nın buna hayran olduğunu, bunun tarafından onaylanma arayışında olduğunu görüyoruz. 

9/10

(Müdavimi olduğu Lupin Bar'da sırasıyla Dazai'ın kendisi, filmdeki aktör Shun Oguri, anime karakterinin seslendirmeni Mamoru Miyano, altta mangave animedeki Dazai, sonra farklı bir animedeki Dazai, ve nihayet BSD'nn tiyatrosundaki Dazai karakterinin sahne aktörü)

İşte böyle. Çok uzattım ama 5 farklı eseri verdim bir başlık ve kısa tutmaya çalıştım, beni hoş görmenizi talep ediyorum 😊 Birkaç alıntı ekleyip kaçacağım, söz!

“Ben Tanrı’dan bile korkardım. Tanrı’nın sevgisine değil, gazabına inanırdım. İnanç. Bu yalnızca Tanrı’nın kırbacını yemek üzere mahkemeye çıkıyormuşum gibi bir histi. Cehennemin varlığına inansam da cennet benim için yoktu.” (İnsanlığımı Yitirirken)

“Eminim ‘bilimsel olarak’ gittiğimiz her yerde milyonlarca mikrobun gezip dolaştığı gerçekti. Bununla birlikte tek yapmamız gerekenin bu gerçekleri tamamen görmezden gelmek olduğunu fark ettim ve bunu yapınca onlar bizim üzerimizdeki hakimiyetini kaybediyorlar, sonunda tamamen ortadan kayboluyorlar ve ‘bilimsel hayaletler’den öteye geçemiyorlardı.” (İnsanlığımı Yitirirken)

Beklemek. Hayatta sevinç, öfke, hüzün ve yüz çeşit duygu içineyiz ama bu duyguların tümü, vaktimizin ancak yüzde birini oluşturur. Yüzde doksan dokuzu ise beklemekle geçer. (…) Böylece her gün, sabah akşam; acınacak halde bir şey bekliyorum. (Batan Güneş)

Yarın yine aynı olacak. Mutluluk asla gelmeyecek. Bunu biliyorum. Ama bir gün mutlaka gelecek, yarın sabah gelecek diye inanarak uyumak daha iyi değil mi?” (Öğrenci Kız)

“İyi geceler. Ben prensi olmayan bir Külkedisi’yim. Tokyo’nun neresinde olduğumu biliyor musunuz? Beni bir daha görmeyeceksiniz.” (Öğrenci Kız)

Hoşçakalın!


Yorumlar

  1. Ooo ne kadar dolu bir içerik, emeğine sağlık. :)) Yazarı okumayan bir ben kaldım sanırım, hâlâ da yazılarının çok karamsar olduğunu düşündüğüm için okuyasım yok. Bungou Stray Dogs'u merak ediyorum, ne güzel düşünüp yapmışlar ehehe. 😃 Animeyi izlemem lazım. :))
    Blogda daha aktif olman dileğiyle...:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin 🤲❤️
      Teşekkür ederim, MS word'de 3 sayfacık bir yazı XD
      Evet ben de çok uzun zaman karamsar ve psikolojik diye okumadım yazılarını. Bugüne kısmetmiş 😅 şu alıntılarda mutluluk hiç gelmiycek ama yarın gelecek diye umup uyumak daha iyi diil mi, dediği kısımda vay be bunu Dazai mi yazmış, demiştim XD . Bugün Albert Camus'u dinledim. Onda da bütün karamsarligiina rağmen gene de umut varmış. Ama Yabancı'sı bana Dazai'daki kasveti verdi. Tarzım değiller, dönüp okuyacağımı sanmıyorum qq

      Sil

Yorum Gönder

Ee okudun o kadar, sen ne diyosun :)

Emojiyle tepki ver!

Popüler Yayınlar