Jujutsu Kaisen 2. Sezon, İlk yarı yorumu

 Konnichiwa!  

Aslında ilk yarı değil, sadece beş bölüm :D Ama ne bölümler be! Jujutsu Kaisen hikayesinde şu ana kadarki en uzak geçmişe gittik. Burada havalı öğretmenimiz ve modern zamanların en güçlü jujutsu kullanıcısı Gojo Satoru henüz lise öğrencisi, öyle bir geçmiş. Ben bu beş bölümü çok sevdim. Gerek yeni karakterler, gerekse de zaten bildiğimiz karakterlerin bilmediğimiz yanları ve heyecanı hiç azalmayan temposuyla çok iyi bir animeydi. Şunu söyleyebilirim ki şu ana kadar hiçbir şeyi üç defa üst üste izlememişimdir ama bunun 2. Ve 3. Bölümünü en az on defa izledim. Kontrolsüzce izledim bir şeyi ilk defa :D 

Jujutsu Kaisen en sevdiğim 4 animeden biri şu anda. Bence izlensin : ) İlk sezonu izleyip de bölümler biriksin diye bekleyen varsa durmasın izlesin bu bölümleri çünkü bu dört bölümlük geçmişten sonra geleceğe döndük ve ilk sezonun sonunda Geto’nun haber ettiği Shibuya Arc başlayacak üç haftalık aradan sonra. Ara olduğu için üzgünüm ama olsun.  

Şimdi, bundan sonrasını karakter karakter anlatacağım ama tabii ki spoiler içerecek o yüzden izleyecekler için yazı burada bitiyor, izleyip geri gelin :D 

Gojo’nun bir lise öğrencisi olduğunu belirtmiştim. Seviyesi yüksek elbette ama daha genişletilmiş alanını açmayı becerememiş ve mor yetenek kartını açmamış. Şu havalı “Ryoiki Tenkai” repliğini daha kullanamamış ama gene de burnu havalarda, kimseye eyvallahı olmayan serseri Gojo. Güçlenirkenki özgüvenini zaten biliyoruz ama bu haliyle de gene özgüveni yüksek, gençliğin ve henüz büyük acılar çekmemesinin getirdiği bir gönül rahatlığı, bir neşelilik var. Duygusal yönünü bu genç Gojo’da daha iyi görebiliyoruz. Çok iyi bir karakter gerçekten. İyi ki varsın Gojo <3 Toji ile kavgasını bir iki senedir bekliyordum. Animasyon müthişti, sesleri müthişti. Gojo’nun “Sou da na, souka mo na!” repliğinde sesi harikaydı, tekrar tekrar başa sardım burayı.  

Benim için en çok beklenen karaktere gelelim: Toji Fushiguro! Jujutsu mangasından bir ton spoiler topladım ve hoşuma giden bölümleri okudum. Bu yüzden Toji’nin Gojo ve Megumi için önemini biliyordum. Oldukça güçlü bir karakter. Ondan sonra ne Gojo ne de Suguru eskisi gibi kaldılar. İlk bölümde biraz görünüp 2. Ve 3. Bölümlerde harekete geçmiş ve 4. Bölümde sadece adı geçmiş bir karakter de olsa çok büyük şeyler başardı. Şimdi hayranların çoğunun da kalbini çaldı anime edilince. Ben zaten seviyordum şimdi ecük kıskanmadım değil bu artışı hehehe. Ama animenin tadı bir başka oluyor ve kağıttaki çizimlerden öteye geçerek ışık hızında hareket eden, renkli, ve o müthiş sesiyle bir Toji doğunca daha çok sevdim. Normalde iri yarı karakter sevmem ama bunun dışında bütün kriterlerimi karşılıyordu: güçlü ve zeki. Kötü tarafta olmasının benim için önemi yok. Hikayeye yön verip aksiyon kazandırdı ve kalan karakterlerin gelişiminde bir mihenk taşı oldu. Ölmesi, her ne kadar çok sevsem de, hikaye için gerekli gördüğüm için iyi oldu. Yoksa yola gelecek biri değildi, onu bütün bu karanlıklardan çekip bir aile babası yapmış çok sevgili karısı yıllar önce ölmüş ve Tojiciğimiz gene yolunu kaybetmişti. Son anında Megumi’yi Gojo’ya emanet ederek babalık görevini, en azından layıkıyla yapacak birine devrederek az buçuk da olsa yapmış oldu. Gojo’nun da gidip, düşmanının oğlu bu öksüz ve yetim çocuğa sahip çıkması ne erdemli bir davranış <3 

Suguru, filmden tanıdığımız kadarıyla Gojo’nun en yakın arkadaşı olmasına rağmen yoldan çıkmış ve düşmanı olmuş bir karakterdi. Pek sevmediğimi belirtmeliyim. Ama burada Gojo ve Suguru arkadaşlığını izledik, bu ikilinin ilişkisini nihayet öğrendik ve yollarının neden ayrıldığını, Suguru’nun ideallerinin çöküşüne yakından tanık olduk. Ve az buçuk da olsa hak verdim kendisine. Toji bunu yere serdiğinde “Her ne kadar lanet kullanıcısı da olsanız beni gibi bir maymun tarafından alt edildiniz.” Demişti. Toji’nin Suguru’nun hayatını nasıl evirdiği, kendisi giderken onu da pelinden nasıl sürüklediğini maymun kelimesinde görebiliriz. Onun için artık lanet kullanamayan sıradan insanlar maymundular ve lanet kullanıcılarını korumak için bu maymunlardan kurtulmak gerekiyordu. Meğer ki lanetleri kaynağı bu maymunların negatif duyguları, o halde o duyguları üretme fırsatı vermemek en iyisi. O sarışın kız gelip Suguru’nun aklını bulandırıp gitti. Hemen ertesinde Suguru’ya hayran olan alt sınıftaki çocuğun ölmesi onu çileden çıkardı. Bu çocuk veya göreve gittiği köydeki ikiz kızlar, maymunlar yüzünden zarar görüyordu.  

Gojo’la vedalaşma sahnesi çok soğuktu. Daha yakın olmalarını daha duygusal konuşmalarını dilerdim ama bu, ayrılığın başladığı yerdi ve bu uzaklık sembolik olarak gerekliydi. 

Kızlardan Utahime çok şekerdi! Mei Mei çok güzeldi, keşke hep bu saç şekli kalsaydı :/ Nanami’nin saç şekli iyi ki değişmiş :D Doktor kızın Suguru ve Gojo’nun kankisi olduğunu bilmiyordum. Çok şaşırdım ama Nobara ile aynı havayı veriyordu. Onunla Utahime’nin arkadaşlığı sevimliydi.  

Son bölümün son sahnesinde küçük Megumi çok şekerdi. Gojo’nun bu konsantre Toji ile karşılaştığındaki hayal kırıklığı müthişti :D  

Açılış ve kapanış müzikleri ve klipler de hoşuma gitti. Kapanışın Gojo ve Suguru ilişkisine odaklanması; Suguru’nun izlediği, bütün ihtilşamıyla serğilmiş mavi gözlü beyaz betta balığı ile Gojo’nun izlediği kuyruğu seyrelmiş gariban kara balık arasındaki tezatlık çok iyiydi. Bu öğrencilerin günlük yaşamının yansıtılması da çok hoşuma gitti. 

Şimdi, yazmadan edemeyeceğim için, animeleşmesini heyecanla beklediğim kısımları belirtmek istiyorum ama spoiler olur o yüzden 3’ü Megumi’yle ilgili, 2’si Gojo’yla deyip bitiriyorum.  

Filmi tekrar izleyeceğim ve manganın bütün bölümlerini okuyacağım : )  

İyi seyirler!