Konya Gezisi 05.07.2024 I BCP

 

Selamün aleyküm!

(O kadar cami gezdim Allah'ın selamını vereyim :)

Konya'ya gelişimin üzerinden üç ay geçti. Birkaç defa aceleyle önlerinden geçmeme rağmen durup ziyaret etme fırsatı bulamadığım birkaç yere gittim dün. BCP için bu ayki temalardan biri de gezi olunca yazayım dedim üşenmeden. Bol fotoğraflı tabi. Küçük küçük ekliyorum üzerine tıklayıp bakabilirsiniz iyice.Uzatırsam affola.

0. Hacı Veyiszade Camii

Cuma vakti, bize en yakın camii olarak gittiğimiz için yandaki hanımlara ayrılmış kısımdan girdik. Ben pek etrafa bakınamadım da büyük ama normal bir diyanet camiisi gibi geldi. Ki öyleymiş aslında, 1986'da başlamış inşaatı. Namazdan sonra öne bi çıktık tramvayla geçtiğimizde "ne güzelmiş bi ara gideyim" dediğim camii olduğunu anladım. Eh tabi kalabalık olduğundan normal zamanlarda kadınların gidebildiği üst kata çıkıp inceleme fırsatı olmadı. Büyük de bir ey olduğundan fotosu yok desem yeridir o yüzden netten bakalım bi tane, uzun olan da benden:

Kız kardeşimle dün dışarı çıkmamızın esas nedeni kabirlerindeki DNA'ların analizi sonucu çok yüksek benzerlik oranlarıyla balmumu heykelleri yapılan Türkiye Selçuklu Devleti hanedan üyelerini görmekti. Bu yüzden ilk durağımız II. Kılıçarslan Meydanı'ndaki Dârü'l-Mülk Sergi Sarayı oldu.

Öcesinde Yol üzerinde bir kümbet gördük, hiçbir bilgi yazmadığından sadece fotoğrafı var. Önünde de Bizans'tan kalma, üzerine oturmalık sütunlar, birinde yazı da var. Bu arada kümbetlerin tipi pek hoşuma gitmiyor, çok sivri bir külahları var, kubbeciyim ben.

1.Türkiye Selçuklu Devleti Hanedan Sergisi 

İçerideki iki salonda önde gelen sultanların ve bazı eş ve çocuklarının veya kimliği bilinmeyen üyelerin balmumu heykelleri bulunuyor. Heykeller çok gerçekçi duruyor doğal olarak. Selçuklu sultanlarının uzun ve örgülü saçlı olacağını düşünmemiştim. Böyle bakınca sen ben gibi adamlar olduğunu görüp ısınabiliyorsunuz ya da bu adamların bir dönem ne kadar güçlü olduklarını düşünüp gergin hissedebilirsini bende ikisi de oldu. Önünde selfie çekiyorsun, elindeki damarları inceliyorsun falan  ama sultanın huzurunda olsan başını bile kaldıramazdın tabi :D 

Bir salon o dönem basılmış sikkelere ayrılmış. Kuyumcu vitrini gibi ışıklandırılması iyi ve teker teker çerçevelemiş panolarda bulunuyor sikkeler. Büyüteçle incelenebiliyor. Çepeçevre bilgilendirme panoları mevcut. Her sultan söneminde basılanlar ayrı ayrı sınıflandırılmış, Birinin döneminde sadece 4 sikke var. Parantez içinde cimri yazmışlar, taa bu zamandan bakarken bile anlayabiliyoruz :D

Geniş açıdan almamışım hiç salonu, netten bulduğum foto.

Son salon da dijital gösterimin yapıldığı bir yer. Müzelerdeki dijital gösterimleri çok seviyorum. Salonun üç duvarını kapsayan ekranda II. Kılıçarslan'ın Anadolu'yu bizim kıldığı Miryokefalon Savaşı'nı izledik. En büyük adam bu arkadaş oluyor.. Yok yok, fotoda Bizans'ın ölen komutanı var:

En az yarım saat takıldık, içeride 20 kişi anca gördük. Kişisel deneyimimiz için iyiydi ama daha çok insanın görmesi gerekiyor. Üstelik ücretsiz!

Buradan çıkalım. Meydanın tam karşısında Alaeddin Tepesi var. Hemen köşesinde Karatay Medresesi buluyor. Müzkart'la ziyaret edilebilir. Vaktimiz dar diye giremedik (Gene de gün 7.5 saat sürdü ☠).

                                

Alaaddin Tepesi'ne çıktık sonra. Ortadaki kısım Alaaddin (Keykubat) Köşkü. Artık sadece temelleri görünen bir saray. Restorasyonunda pek haz edilmemiş, nedeni malum. Fotoda görülen külah da II. Kılıçarslan (Sultanlar) Türbesi. 

2. Alaeddin Tepesi / Camii 12. yy

Camii dört sultanın elinden geçmiş. En son 1220'de I. Alaeddin Keykubad döneminde tamamlandığı için onun adını almış. Konya'nın en büyük camiisiymiş ki zaten şehrin Ulu Camii'si olmak üzere inşa edilmiş.

Su verenleri çok olsun, buraya sebil koymuşlardı 💙

 

Sondaki anıta sırtınızı verip ilerlediniz mi Mevlana'ya çıkıyorsunuz. Öyle yaptık. O yol üzeride güzel eserler var. 

3. İplikçi Camii - 13. yy

İçi Alaeddin Camii gibi. Yan kapıdan girince görüş açısı iyi değil ama kapıdan da tam girememiş bulundum. Selçuklu vüzerasından, diyor. Vezirler diye yordum. Maşallah 13. yy.

Yolumuza devam ederken sağlı sollu bankalar çıkıyor karşımıza. Ziraat Bankası kapısı karşısında bir büst olunca kim olduğunu sormaya girdim. Mithat Paşa imiş. Ve bu bankanın kurucusuymuş 😶

Karşımıza bir PTT binası çıktı ki ne zaman görsem Saraçhane'deki Fatih İtfaiyesi'ni hatırlatıyor bana bknz:

4. Bedesten - 16. yy

Sonra tarihi Kanuni zamanına kadar giden meşhur çarşı Bedesten başlıyor, biz de yol üzerinden ilerlemeyip Bedesten'e daldık. Bankaları, çarşısı, camiileriyle burası İstanbul'da Eminönü gibi bir şey. Ama turistlere hitap eden çarşı Mevlana'nın hemen önündeki Türbe Önü çarşısı. Aralarından bir yol geçiyor sadece.

Bu arada, iki gün önce ben açken iş arkadaşım burada bir balık ekmekçi olduğunu söylemişti. Aradım sordum buldum. Aziziye'nin az ilerisinde bir yer. Konya'daki favori yemek mekanımı buldum, hayırlı uğurlu olsun, artık ne zaman buraya gelsem balık ekmekçideyim. Mekan normal bir dönerci kalitesinde de Konya'da balık ekmekçi bulmak beni mutlu etti. 

Bedestende iki önemli camii var, ya da ben sadece bunları görebildim :D Birisi en büyük Osmanlı camiisi olan; 

5. Kapu Camii - 17. yy

Masmavi rengi, genişliği, ferahlığı ve hanımların balkon sefası hatta merdivenlerin mermer trabzanı ile en sevdiğim olmuş olabilir emin olamadım. Kubbesi değil çatısı olsa da tam bir Osmanlı Camiisi hissi veriyor. Yangın sonucu yıkıldıktan sonra 1868 yılında yeniden yapılmış, ilk günkü halinden farklı olarak. Yani buna 19. yy diyebiliriz aslında. 

Buranın penceresinden bir sonraki hedefimizi görelim:

6. Aziziye Camii - 17. yy

Geç dönem Osmanlı eseri. Sultan Abdülaziz tarafından yaptırıldığı için bu ismi almış. Oldukça süslü olmasına rağmen duvarlarda çıplaklık vardı, şasırdım ama zaten süslü kısımlar bu durumu kapatıyor. Küçük, sevimli bir yapı. 

Şu anda fark ettim ki en eski yapıdan en yenisine doğru ilerlemişiz!😎

7. Sultan Selim Camii - 16. yy

Kanuni ve Hürrem Sultan'ın oğlu II. Selim tarafından yaptırılmış. Ee kardeşi Beyazıd'la Konya'da savaşıp yenince böyle bir zafer takı yahut şükür nişanesi inşa etmesi gerekirdi, yapmış. Mevlana Türbesi'nin hemen bitişiğinde. Türbe içinde namaz kılma yeri olsa da hazır olan imama uyup cemaaatin sevap pointlerini toplamak istiyorsanız buraya gelmeniz gerekiyor. Ben namaz vakti gittiğim için pek fotoğraf çekemedim ve inceleyemedim ama klasik bir Osmanlı Camiisine benziyor.

8. Mevlana Türbesi / Müzesi 13. yy

Ve nihayet şehrin esas sahibine gelebildik, elhamdülillah 🌷

Ben seneler evvel Mevlana'yı rüyamda görmüştüm ve kıymetli bir hocam da ziyarete git demişti (yıllar sonra atanınca gidebildim üç ay evvel.) O yüzden geldiğimde doğaüstü bir olay beklerim, olmaz :D Neyse dersi kaynatmayalım. 

Mekan Selçuklu Sarayı'nın gül bahçesi iken Alaeddin Keykubad burayı Mevlana'nın babasına hediye etmiş. Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi hepimiz biliyoruz (inşallah?!) o yüzden uzatmıyorum. Ama burası yerli yabancı birçok turistin akın ettiği bir mekan olmasına rağmen ücretsiz! "Gel, ne olursan ol yine gel." düsturunu takip etmişlerse demek ki. Şimdi baktım, eskiden ücretliymiş ve memlekete en çok geliri getiren ikinci müzeymiş! Eh Mevlana'nın duası gereği gelmişler de gelmişler. Gene taradım son 20 yılın  en çok ziyaret edilen müzesi imiş! Ben burada çocukken de duyardım bunu sürekli :) 

Galileo asılırken burada Astronomi dersleri veriliyormuş (Şimdi derviş olsan bilime hakaret sayılır).

Ben buraya çok geldiğim için az foto çektim :')

Bitti çok şükür. Ben de yazıp  fotoğraf ayıklarken zorlandım bu yazıda. Yok yok bir dahakine az fotoğraf çekmem lazım. 

Okuyup izlediğiniz için teşekkürler efenim!

Ek 1: Günün hatıralarını eklemeyi unutmuşum: