Tiny Star Tanzimat Fermanı (1839) ve Islahat Fermanı (1856) Karşılaştırması Ana içeriğe atla

İçeriği Paylaş!

Öne Çıkan Yayın

Yeni Açılan Bir Sayfanın Getirdiği Yoğunluklar

 Merhaba! Blogları ziyaret edemediğim için günah çıkarmaya geldim :)  Zaten oldum olası aktif değildim. Blogları Canlandırma Projesi sağolsun bir iki ayda bir yayın yapıyorum öyle de bir enerji :D İki ay önce bir işe başladım, başka bir şehre taşındım ve neredeyse tek başıma yaşamaya başladım. Ailecek çalıştığımız tekstil atölyemiz dışındaki ilk iş tecrübem olduğu için epey dikkatimi vermem gerekiyor, sanırım. Ait olmadığım bir yer neticede (Akademi) Ama alışmak çok kolay oldu ve buradaki yoklamalardan kalmamın nedeni burada yatmıyor. Sorun şu ki yüksek lisans tezimi şu haftalarda -hadi zorlayalım aylarda- vermem gerekiyor. Ve sanırım uyumamam lazım ☠ Help-  Tezi bitimek gerektiğinden tez dışında okumalar yapmak vicdanı zorluyor. Ve tabi gerginlik ve stresi bomboş dursam bile üzerimde duruyor. O yüzden kimi BCP temalarını kaçırmayayım diye kendimi zorlamak dışında bir aktivite yaptığım yok.  Demek o ki tez bitince bütün yazılarınıza bakacağım inşallah 🙃 Şimdilik yokluğumu mazur görmen

Tanzimat Fermanı (1839) ve Islahat Fermanı (1856) Karşılaştırması

Merhaba! Keyifli okumalar🌸

SEVDA ÖZBAY


    Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, Batı’da ortaya çıkan yeni düzende var olabilmek için yenilikçi hareketler görülmüştür. Kabaca III. Selim Döneminde başlayan bu yeniliklerin bir ferman olarak kalıcı hale geldiği ilk durum Tanzimat Ferman’ıdır. Bu doğrultuda daha sonra Islahat Fermanı da ilan edilmiştir. Sultan Abdülmecid döneminde, 17 sene arayla ilan edilen bu iki fermandan ilki, Mısır Sorunu sonrasında Koca Mustafa Reşit Paşa tarafından; ikincisi, Kırım Savaşı sonrası Ali Paşa tarafından ilan edilmiştir. Tanzimat Fermanı, 3 Kasım 1839'da ilan edildiğinde Sultan Abdülmecid tahta henüz oturmuştu. Bu nedenle fermanın düzenlenmesi Koca Mustafa Reşit Paşa tarafından gerçekleştirilmiş ve onaya sunulmuştur.

    Fermanın bu tarihte ilanı, Mısır meselesinde Batılı devletlerin desteğini almak amacıyla olup da Islahat Fermanı’nın bizce en büyük farkı, düzenlenmesinde Osmanlı devlet adamlarının yanında Batılı Devletlerin de yer alması olmuştur. Zira bu ferman Kırım Savaşı’ndan sonra imzalanan Paris Barış Antlaşması’nın bir parçasıdır ve batılı devletlerin baskısı apaçık karşımızdadır. Bu açıdan Tanzimat bizim kontrolümüzde olan bir süreçtir. Islahat Fermanı’nda, Batılı Devletler özellikle azınlıklara ayrıcalıklar tanımamıza sebep olmuşlardır. Verilen imtiyazlar daha sonra azınlıkların ayrılıkçı isteklerini ve bunu gerçekleştirme oranını arttıracaktır.  Barış antlaşmasının en önemli sonuçlarından biri Osmanlı’nın artık bir Avrupa devleti sayılmasıdır.  Yani, bu ferman, bizim Avrupa’ya giriş biletimiz olarak görülüp, bedeli de baskılar sonucu kabul ettiğimiz maddeler olarak ele alınabilir. Tanzimat fermanı daha çok, Osmanlı tebaasının can, mal, namus güvenliği; adalet ve askeri konularla ilgiliyken bahsettiğimiz nedenle Islahat fermanı daha çok azınlık hakları ile ilgilidir. Her ne kadar ayrı bir ferman olup antlaşmaya sonradan dahil edilse de Islahat Fermanı’nın Tanzimat’tan farklı olarak, bir barış antlaşması imzalarkenki özgürlük havasında hazırlandığını, dolayısıyla maddelerinin görece sorunlu olduğunu söyleyebiliriz.  

    Tanzimat Fermanı’nda, süregelen azınlık isyanlarını bitirmek amacıyla, ilk defa Osmanlıcılık fikrini görürüz. Bu fikrin gelişmesinde temel etken Fransız Devrimi ve bunun tetiklediği 1830 İhtilalleridir. Bu karışıklıklar Avrupa’da milliyetçilik fikrinin yayılması nedeniyle çıkmıştır ve tabii olarak Osmanlı’daki azınlıklara da sirayet etmiştir. Fermanda, Osmanlı tebaası olan bütün milletler eşit olarak görülmüştür. Islahat’ta da bu fikir devam eder, millet sistemi kaldırılır ancak gayri Müslimlere daha fazla haklar verilir. Islahat’taki milliyetçilikle ilişkili maddelerde diğer ihtilallere ek olarak 1848 İhtilalleri’nin de etkisi vardır. Her ne kadar Tanzimat’ta da halkın hoşnutsuzluğu görülse de tebaanın bir kesimi için yapılan bu düzenlemeler, özellikle geri kalan çoğunlukta büyük tepkilere sebep olmuştur. Ferman, halkı devlete küstürdüğünden olumlu sonuçlardan ziyade olumsuz sonuçlar doğurmuştur.

    İçeriklerine baktığımızda, Tanzimat Fermanı’nın “Devlet-i Aliyyemizin kuruluşundan beri, yüce Kur’an’ın hükümlerine ve şer’i kanunlara kemaliyle uyulduğundan (Tanzimat Fermanı , 1839) denerek İslam inancı ve yasalarına yaslanarak başlatıldığı görülür. Tanzimat’ta padişahın güvencesi din, ırk fark etmeksizin bütün tebaaya olmasına rağmen halen farklılıkların olduğu aşikardır. Islahat’ta buna benzer bir başlangıç görmememiz, içeriğindeki gayri müslim azınlık ayrıcalıklarına da uygun düşer. Zaten hitap ettikleri kitle, çoğunluğu Müslüman olan bütün tebaa ve sonrasında özellikle gayrimüslim tebaa olarak değişmiştir. Bitiş kısmı gene Islahat’tan farklı olarak Tanzimat’ta Allah’a dua ve hükümlere uymayanlara beddua ile bitirilip Müslümanlar için bağlayıcılığı pekiştirilmiştir.  Öte yandan Osmanlı’nın kazanımlarına sebep olarak, ilk fermanda dini vecibeleri yerine getirmeleri gösterilirken ikinci fermanda “… tahta çıktığım günden beri, bu konuda açığa çıkan padişahlığımın özel çabasının, hamd olsun, pek çok faydalı ürünleri görülmüştür. (Islahat Fermanı, 1856) Denerek son kazanımlarının nedeni padişahın yapıp ettikleri olarak sunulmuştur. Bu değişiklikteki neden, ilk fermanda Sultan Abdülmecid tahta yeni geçtiği ve henüz bir icraatı olmadığı için geriye yaslandığı; ikincisinde ise Tanzimat fermanına devam niteliğinde yenilikler getirileceğinden onun faydalarının anılması olarak görülebilir. Zaten Islahat Fermanı, önceki fermanı güçlendirdikten sonra kendi maddelerine başlar: “…şimdiye kadar kurmaya muvaffak olduğum hayırlı yeni düzenin yeni baştan sağlamlaştırılması ve genişletilmesi … eseri olmak üzere” (Islahat Fermanı, 1856)

    Eşit vatandaşlık kavramı gereği “Vergi eşitliğinin diğer yükümlülüklerin eşitliğini gerektirdiği gibi, hak eşitliğinin dahi görev eşitliğini gerektirdiğinden” (Islahat Fermanı, 1856) şeklinde gerekçelendirilerek azınlıklara verilen hakların yanında birtakım yükümlülükler de getirilmiştir; askerlik hizmeti yahut bedeli gibi. Ancak haklar daha geniş kapsamlıdır.

 

Başvurular

Islahat Fermanı. (1856).

Tanzimat Fermanı . (1839).

 

Yorumlar

Emojiyle tepki ver!

Popüler Yayınlar