Mağdurların Siyaseti Bağlamında NEWTON FİLM DEĞERLENDİRMESİ
SEVDA ÖZBAY
Bu yazıda, Partha Chaterjee’nin “Mağdurların
Siyaseti” metni bağlamında, 2017 yapımı “Newton” filmi değerlendirilecektir.
Öncelikle
yazarın halkı, sivil toplum ve siyasal toplum olarak ayırdığını belirtmekle
başlayalım. Burada sivil toplum, vatandaşlık temelinde kurulan bildiğimiz klasik
anlamında iken, geri kalan nüfusu siyasal toplum olarak ayırıyor. Gramsci’nin
“siyasal toplum” kavramı ile karıştırılmadan hemen belirtelim ki tamamen farklı
bir kavramdan söz ediyoruz. Kitaptan iki alıntıyla açıklayalım:
“Muhtelif
yönetimsel programlardan yararlanma talebinde bulunmak için seferber olan
kırsalda yaşayan yoksullar sivil toplum üyelerinin yaptıklarını yapmazlar.
Hükümet yardımlarından dolaysız olarak yararlanmak için yönetimsel
mekanizmalarda, doğru yerlere doğru baskılar yapmayı becermeleri gerekir.”
“Bu alan,
siyasal toplumun alanıdır. Burada devletle vatandaşların sivil toplum içindeki
ilişkilerinden bahsetmiyoruz. Bunun tersine, bunlar nüfus gruplarıyla
politikaları yöneten yönetimsel makamlar arasındaki ilişkilerdir. Otoritelerle
stratejik siyasi müzakereler oyununu oynamak için nüfus gruplarının da
örgütlenmesi gerekiyor.”
Bu iki
paragraftan çıkan sonuçlar ile siyasal toplumu ya da mağdur siyasetini
açıklayalım: Mülteciler, topraksız insanlar, günlük işlerde çalışanlar, ev ve
müştemilat ve yoksulluk sınırı altındakiler gibi, madun grupların sivil
toplumun bir parçası olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla yasallık temelinde bir
ilişki geliştiren sivil toplum gibi doğrudan bazı haklara sahip değillerdir ve
barınmaları ve geçinmeleri çoğunlukla yasadışı olduğu için de yasal yollardan
talepte bulunamazlar. Bu nedenle yöneticiler ve siyasi partilerle ilişkiler
kurup çeşitli stratejiler belirler ve kazanımlar elde etmeye çalışırlar. Mağdur
siyaseti dediğimiz kavram özellikle burada tezahür etmektedir. Yoksullar,
Hindistan örneğinde önceleri iş gücünü oluşturdukları ve muhatap alınmadıkları
takdirde şehrin güvenlik ve refahını tehdit edebilecekleri için; sonrasında ise
oy hakkı elde ettikleri için yöneticiler tarafından ilişki kurulmak ve bir
oranda da kayırılmak zorundaydılar. Böylelikle yöneticiler ile pazarlıklar
yapabildiler. Sivil toplumun böyle bir siyasete ihtiyacı yoktu; halihazırda
vatandaşlık temelinde kazanımları vardı ve bir talepleri olduğunda STK’lar
aracılığıyla seslerini duyurabiliyorlardı. Bu şekilde geçici stratejiler ve
otoritelerle siyasi müzakere oyunları mağdur siyasetinin karakteristik
özelliklerindendir.
Bu noktada filme
bakacak olursak, seçim olgusu hemen göze çarpar. Seçimler halkın siyasal
katılımı önde gelen fırsattır. Filmin baş kahramanı, orta sınıf mensubu okumuş
bir birey olarak Newton’ın seçimi, hayatını tehlikeye atacak kadar önemsediğini
görüyoruz. Buna karşın seçim için gittikleri köydeki nüfus, seçimi yeterince
önemsememektedir. Zira seçim, onlar için bir şey değiştirmeyecek. Asef Bayat
sessiz tecavüz ve sokak siyasetini anlatırken şunu yazmıştı: "… bu gayri
hareket ne daha geniş siyasal dönüşüme yol açmaya muktedirdir ne de böyle bir
amacı vardır." Bu yerel mücadeleler aktörlerin amaçları için anlamlıdır.
Uzaktaki milli liderlerden ziyade kendileri yönettiği için idare edilebilirdir
de. "Bu anlamda yoksullar için yerel olan, küresel/milli olandan daha ayrıcalıklıdır."
“Vatandaş”
Newton’un yasal yolunun aksine siyasal toplum illegal yollara başvurmayı
seçiyor. Bu noktada iki köy sakininin sandık görevlisiyle, kabul etmesi halinde
rehin tutulup yönetimden fidye alma planı yaptıkları konuşmaya atıfta
bulunalım.
Öte yandan
yasadışı yollar kullanmak, yönetimin de vatandaşlara gösterilen hoşgörüden
yoksullara aynı şekilde pay vermemesini beraberinde getirmekte:
“Elbette siyasal
toplumdaki müzakerelerin büyük çoğunluğu hukuku ihlal eden faaliyetler içerdiği
için sürekli olarak bu müzakerelerde şiddet imasından fazlası yer almıştı.
Siyasal toplumdaki etkin seferberlikler çoğu kez, şiddetin örgütlenmesini de
kontrol altına alıyordu; bunu, tam da sivil toplumun yasallık teminatının,
siyasal toplumda her zaman mevcut olmamasında dolayı yapardı.”
Siyasal seçimlere katılım, Hindistan dahil pek çok ülkede zorunlu olmamasına rağmen filmde medyanın geleceği öğrenildiğinde zorla oy kullandırıldı. Ayrıca, Maocuların elinde olduğu gerekçesiyle köydeki evler askerler eliyle yakılmıştı.
Başvurular
Bayat, A.
(2006). Ortadoğu’da maduniyet: Toplumsal hareketler ve siyaset. “Tehlikeli
Sınıflardan Sessiz İsyankarlara: Küresel Güneyde Kentsel Maduniyet Siyaset.
içinde
Chatterjee, P. (2006). Mağdurların Siyaseti.
İstanbul: İletişim Yayınları.
Yorumlar
Yorum Gönder
Ee okudun o kadar, sen ne diyosun :)