Osmanlı Klasik Döneminin Sonunu Getiren Gelişmeler
Sevda Özbay
Osmanlı İmparatorluğu’nun
klasik döneminin sonunu getiren başat gelişmeler ekonomik çöküş, nüfus artışı,
Avrupa’nın askeri yönden gelişimi ve merkantilizmidir. Kanaatimce en önemlisi Batı’nın
yükselişi, bunun Osmanlı düzenine ekonomik ve askeri olarak negatif etkisi ile
Osmanlı’nın yeni düzene ayak uyduramamasıdır. Zira Avrupa’ya yağan gümüş ve
altın neticesinde gelişen saldırgan merkantilist ekonomi Osmanlı ekonomisinin
çökmesinin nedenidir. Bu da devletin etkin bir şekilde yönetemediği toplumsal
sorunları doğurmuştur.
Bu sorunun cevabı için genel
olarak Halil İnalcık’ın Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi
kitabından faydalandım. (İnalcık, 2018)
İnalcık, şehzade çatışmaları ile başlamış bu noktadaki analizine. 16. yüzyıl
ortalarında işsiz halktan insanlar rakip şehzadelerin paralı askeri olup desteklediği
şehzade kazandığı takdirde askeri sınıfa yükselmeyi istiyordu. Bu şiddet ortamına
ek olarak tımarlarını kaybeden yahut tımarlarının değeri düşen sipahiler ile ulemanın
ayrıcalıklarına sahip olmak amacıyla köylerden şehirdeki medreselere akın eden gençler
şehirleri ve kırları yağmalamaya girişiyorlardı. Bu sırada fetihler durduğu
için uçlardaki akıncı örgütlenmeleri de çökmüştü.
Devlet dairelerinde de yozlaşmalar
başlamıştı. Pek çokları, Osmanlı’daki gerilemenin ana nedenini klasik dönemin
mükemmel kurumlarının yozlaşması olarak görür. II. Selim’in saltanatı ile
İstanbul’a gelen yeni iktidar odakları divan-ı hümayun ve divana bağlı
dairelerin işleyiş özerkliklerini zayıflattılar ve böylece idarenin geleneksel
bağımsızlığı kısıtlandı. “İmparatorluk yasa ve yönetmeliklerinin aşınma ve çözülmesi
böyle başladı ve en köklü sonuçlardan biri olarak, geniş miri toprakların
devlet denetiminden mülk ve vakıf statüsüne geçirilmesine yol açtı.” Öte yandan
ulemanın da bu dönemde nüfuzu artmış, sultani kanunlar ve idari yönetmelikler
konusunda fetva gittikçe daha fazla aranmıştır. Bu dini etkinin değişen koşullara
adapte olmayı engellediği belirtilir.
Bir diğer önemli etken
nüfus baskısıdır. Bu dönemde yoğun bir nüfus artışı sorunu vardır ve birazdan
açıklayacağımız gibi devlet ekonomisi bu nüfusu taşıyabilecek güçte değildir. Yukarıda
bahsettiğimiz tımarlı sipahiler durumu, köyden göçmüş medrese öğrencilerinin yağmalama
faaliyetleri veya köylünün şehzade ordularında paralı asker olması bundan
dolayıdır: Nüfus fazla ancak kaynak yetersiz.
Aralıklarla 1578’den 1639’a
kadar süren İran savaşları ile 1593’ten 1606’ya kadar devam eden Avusturya
savaşları bir başka başat etmendir. İran’ın Azerbaycan ve civarını işgali, bu
sırada Anadolu’dan sürekli olarak ikmal görmesini beraberinde getirmişti.
Avusturya savaşında ateşli silah kullanan piyade birlikleri ihtiyacı, yeniçeri
sayısında artışa neden olurken çoğu köylü çok sayıda paralı asker toplanmasına da
yol açtı. Barış zamanlarında işsiz kalan bu paralı askerler de sipahileri de
yanlarına katarak halktan haraç toplardı. Celali denilen bu grup karşısında tedirgin
olan halkın kaçmasıyla kırsal nüfusta azalma oldu ve dolayısıyla Anadolu’da tarım
sarsıldı. Bu nedenle devlet, İran taarruzunda zor durumda kaldı. Aynı şekilde
Balkanlar’da da Hristiyan çetelerinin rol aldığı meseleler vardı. Bu durum 17.
yüzyıldaki savaşlar boyunca devam etti.
Öte yandan bu paralı
askerlerin ve yeniçerilerin maaşlarının ödenmesi ve ayrıca İnebahtı
yenilgisinden sonra sürekli olarak Akdeniz’de bulundurulan filonun maliyeti
hazineyi sarsıyordu. Ve beklendiği gibi, 1590’dan itibaren hazine büyük açıklar
vermeye başladı.
Osmanlı ekonomisine gelen darbelerden biri de
paranın tağşişidir. Bunun temel nedeni Avrupa’dan akan ucuz gümüştü. Piyasada
gümüş ve sahte paralar artarken vergiler arttırılmadığından vergiden kazanç azaldı.
Çünkü verginin nominal değeri aynı olmasına rağmen gerçek değeri düşmüştü.
Bunun üzerine tımarlı sipahiler vergileri daha yüksek almaya veya yeni vergiler
icat etti. Ancak vergilerdeki bu artış ve sipahilerin keyfiyet ve aşırılığı zaten
bunalmış halkta hoşnutsuzluklara neden oldu. Bu dönemdeki yeniçeri ayaklanmaları
da paranın istikrarsızlığı ve gerçek değerindeki azalmadan dolayıydı. Zira
memur maaşları da nominal olarak aynı kalıyordu ve alım değeri düşüyordu.
Örneğin Beylerbeyi Vakası'nda para işleri sorumlusu Rumeli Beylerbeyi Mehmed
Paşa'nın kellesi istenmiş, padişah paşayı asmıştı.
Bütün bu olayların
küçük-büyük etkileri sonucunda tımar sistemi parçalandı; ordu, çoğunlukla paralı
askerlerden oluşmaya başladı; Osmanlı akçesinin yerini Avrupa paraları aldı ve
ekonomisi Avrupa merkantilizminin etkisiyle çöküşe geçti.
Kaynakça:
İnalcık, H. (2018). Osmanlı İmparatorluğu’nun
Ekonomik ve Sosyal Tarihi 1. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
Turan, N. S. (2018). İmparatorluk ve Diplomasi.
İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Yorumlar
Yorum Gönder
Ee okudun o kadar, sen ne diyosun :)