Tiny Star Osmanlı Klasik Döneminin Sonunu Getiren Gelişmeler Ana içeriğe atla

İçeriği Paylaş!

Öne Çıkan Yayın

Leylaklar açmış gördün mü? I BCP Nisan

 Merhaba! Böyle bir başlık atarak başladığım yazıyı leylaklar solmaya yüz tutarken paylaştığım için üzgünüm :') Aslında bayram haftasında İstanbul'da ve Konya'da izleyip fotoğrafladığım bütün çiçekleri paylaşmak istemiştim. Ama birbirinden güzel çiçekler galerimi doldurduğu için kısıtlama yapamadım ve niyet ettim bu baharın bütün çiçeklerini paylaşmaya 💐🌸🏵🌹🌺🌻🌼🌷☘🌱🌳 Blogları Canlandırma Projesi'nin bu ayki teması " Bilimkurgu, Fantastik, Fantazi, Doğa ve Bahar"dı. Ben doğa-bahar üzerine bir şeydense baharın kendisinden söz etmeyi, daha doğrusu baharın kendisini izlemeyi seçtim :)  Telefon kameram profesyonel değil ama kalitesi ve rüzgar izin verdiği kadarıyla çektik bir şeyler :)  Fotoğraflara bakarken arkada şu şarkının çalmasını tavsiye ederim: Ezginin Günlüğü - Hişt Konya'da kaldırımlarda ve arsalarda gördüğüm mini mini gelincikler Konya Kyoto Japon Parkı'na giden yol. O yolun kaldırımına dökülen sakuralar Parkın ön duvarını örten bambular P

Osmanlı Klasik Döneminin Sonunu Getiren Gelişmeler

Sevda Özbay


Osmanlı İmparatorluğu’nun klasik döneminin sonunu getiren başat gelişmeler ekonomik çöküş, nüfus artışı, Avrupa’nın askeri yönden gelişimi ve merkantilizmidir. Kanaatimce en önemlisi Batı’nın yükselişi, bunun Osmanlı düzenine ekonomik ve askeri olarak negatif etkisi ile Osmanlı’nın yeni düzene ayak uyduramamasıdır. Zira Avrupa’ya yağan gümüş ve altın neticesinde gelişen saldırgan merkantilist ekonomi Osmanlı ekonomisinin çökmesinin nedenidir. Bu da devletin etkin bir şekilde yönetemediği toplumsal sorunları doğurmuştur.

Bu sorunun cevabı için genel olarak Halil İnalcık’ın Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi kitabından faydalandım. (İnalcık, 2018) İnalcık, şehzade çatışmaları ile başlamış bu noktadaki analizine. 16. yüzyıl ortalarında işsiz halktan insanlar rakip şehzadelerin paralı askeri olup desteklediği şehzade kazandığı takdirde askeri sınıfa yükselmeyi istiyordu. Bu şiddet ortamına ek olarak tımarlarını kaybeden yahut tımarlarının değeri düşen sipahiler ile ulemanın ayrıcalıklarına sahip olmak amacıyla köylerden şehirdeki medreselere akın eden gençler şehirleri ve kırları yağmalamaya girişiyorlardı. Bu sırada fetihler durduğu için uçlardaki akıncı örgütlenmeleri de çökmüştü.

Devlet dairelerinde de yozlaşmalar başlamıştı. Pek çokları, Osmanlı’daki gerilemenin ana nedenini klasik dönemin mükemmel kurumlarının yozlaşması olarak görür. II. Selim’in saltanatı ile İstanbul’a gelen yeni iktidar odakları divan-ı hümayun ve divana bağlı dairelerin işleyiş özerkliklerini zayıflattılar ve böylece idarenin geleneksel bağımsızlığı kısıtlandı. “İmparatorluk yasa ve yönetmeliklerinin aşınma ve çözülmesi böyle başladı ve en köklü sonuçlardan biri olarak, geniş miri toprakların devlet denetiminden mülk ve vakıf statüsüne geçirilmesine yol açtı.” Öte yandan ulemanın da bu dönemde nüfuzu artmış, sultani kanunlar ve idari yönetmelikler konusunda fetva gittikçe daha fazla aranmıştır. Bu dini etkinin değişen koşullara adapte olmayı engellediği belirtilir.

Bir diğer önemli etken nüfus baskısıdır. Bu dönemde yoğun bir nüfus artışı sorunu vardır ve birazdan açıklayacağımız gibi devlet ekonomisi bu nüfusu taşıyabilecek güçte değildir. Yukarıda bahsettiğimiz tımarlı sipahiler durumu, köyden göçmüş medrese öğrencilerinin yağmalama faaliyetleri veya köylünün şehzade ordularında paralı asker olması bundan dolayıdır: Nüfus fazla ancak kaynak yetersiz.

Aralıklarla 1578’den 1639’a kadar süren İran savaşları ile 1593’ten 1606’ya kadar devam eden Avusturya savaşları bir başka başat etmendir. İran’ın Azerbaycan ve civarını işgali, bu sırada Anadolu’dan sürekli olarak ikmal görmesini beraberinde getirmişti. Avusturya savaşında ateşli silah kullanan piyade birlikleri ihtiyacı, yeniçeri sayısında artışa neden olurken çoğu köylü çok sayıda paralı asker toplanmasına da yol açtı. Barış zamanlarında işsiz kalan bu paralı askerler de sipahileri de yanlarına katarak halktan haraç toplardı. Celali denilen bu grup karşısında tedirgin olan halkın kaçmasıyla kırsal nüfusta azalma oldu ve dolayısıyla Anadolu’da tarım sarsıldı. Bu nedenle devlet, İran taarruzunda zor durumda kaldı. Aynı şekilde Balkanlar’da da Hristiyan çetelerinin rol aldığı meseleler vardı. Bu durum 17. yüzyıldaki savaşlar boyunca devam etti.

Öte yandan bu paralı askerlerin ve yeniçerilerin maaşlarının ödenmesi ve ayrıca İnebahtı yenilgisinden sonra sürekli olarak Akdeniz’de bulundurulan filonun maliyeti hazineyi sarsıyordu. Ve beklendiği gibi, 1590’dan itibaren hazine büyük açıklar vermeye başladı.

 Osmanlı ekonomisine gelen darbelerden biri de paranın tağşişidir. Bunun temel nedeni Avrupa’dan akan ucuz gümüştü. Piyasada gümüş ve sahte paralar artarken vergiler arttırılmadığından vergiden kazanç azaldı. Çünkü verginin nominal değeri aynı olmasına rağmen gerçek değeri düşmüştü. Bunun üzerine tımarlı sipahiler vergileri daha yüksek almaya veya yeni vergiler icat etti. Ancak vergilerdeki bu artış ve sipahilerin keyfiyet ve aşırılığı zaten bunalmış halkta hoşnutsuzluklara neden oldu. Bu dönemdeki yeniçeri ayaklanmaları da paranın istikrarsızlığı ve gerçek değerindeki azalmadan dolayıydı. Zira memur maaşları da nominal olarak aynı kalıyordu ve alım değeri düşüyordu. Örneğin Beylerbeyi Vakası'nda para işleri sorumlusu Rumeli Beylerbeyi Mehmed Paşa'nın kellesi istenmiş, padişah paşayı asmıştı.

Bütün bu olayların küçük-büyük etkileri sonucunda tımar sistemi parçalandı; ordu, çoğunlukla paralı askerlerden oluşmaya başladı; Osmanlı akçesinin yerini Avrupa paraları aldı ve ekonomisi Avrupa merkantilizminin etkisiyle çöküşe geçti.

Kaynakça:

İnalcık, H. (2018). Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi 1. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Turan, N. S. (2018). İmparatorluk ve Diplomasi. İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.

Yorumlar

Emojiyle tepki ver!

Popüler Yayınlar